| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Yaygın Kullanım | without hesitation zf. | çekinmeden | ||
|
Mary jumped into the icy water without hesitation. Mary çekinmeden buzlu suya atladı. More Sentences |
||||
| Yaygın Kullanım | without hesitation zf. | tereddüt etmeden | ||
|
Tom accepted the offer without hesitation. Tom teklifi tereddüt etmeden kabul etti. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | without hesitation zf. | tereddütsüz | ||
|
Tom accepted the offer without hesitation. Tom teklifi tereddütsüz kabul etti. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | without hesitation expr. | hiç duraksamadan | ||
|
Tom accepted the offer without hesitation. Tom öneriyi hiç duraksamadan kabul etti. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | say yes without hesitation f. | hiç düşünmeden evet demek |
| Phrases | ||
| İfadeler | without any hesitation expr. | hiç tereddüt etmeden |
| Colloquial | ||
| Konuşma Dili | without the slightest hesitation expr. | hiç duraksamadan |
| Konuşma Dili | without an instant's hesitation expr. | hiç duraksamadan |
